Kategori arşivi: İnterseks

Selin Ciğerci

Selin Ciğerci Evlendi

Sosyal medya fenomeni Selin Ciğerci ile sevgilisi Gökhan Çıra, dünya evine girdi. İstanbul’da lüks bir otelde düzenlenen düğüne çok sayıda davetli katıldı.

Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra Swiss Bosphorus otelde dünyaevine girdi. Çiftin nikah şahitliğini Demet Akalın yaptı.

Futbolcu sevgilisi Gökhan Çıra ile iki yıldır birlikte olan Selin Ciğerci, 28 Ekim Pazartesi akşamı gerçekleşen düğünle evlendi. Selin Ciğerci düğünden kareleri Instagram hesabından paylaştı.

Ciğerci’nin nikah şahitliğini ise Demet Akalın yaptı. Selin Ciğerci görkemli gelinliğiyle de göz kamaştırdı. Davet öncesi basın mensuplarıyla konuşan ünlü fenomen, gelinliğinin ağırlığının 40 kilo olduğunu söyledi.

Ciğerci düğün öncesinde arkadaşlarıyla gelin odasında da bir eğlence düzenledi. Selin Ciğerci o anları ‘Her şey rüya gibi’ notuyla paylaştı.

Selin Ciğerci kimdir?

Ameliyat olarak cinsiyet değiştiren Selin Ciğerci, sosyal medyada ‘Bebek Okan’ adıyla ünlenmişti. 3 yıl önce geçirdiği ameliyat ardından adını Selin Ciğerci olarak değiştirdi.

Bir dönem Wipeout isimli programda da yarışan Selin Ciğerci, Demet Akalın ve Fatih Ürek’in de yakın arkadaşıdır.

Zeytinburnu’da bir gecekonduda büyüdü ancak babasının işleri iyi gidince hayatı da değişti.

Selin Ciğerci, bir dönem Asuman Krause tarafından sunulan yarışma programı Wipeout’a katıldı.

Baba tarafı Konya, anne tarafı ise Kastamonulu olan Selin Ciğerci, 1984 yılın dünyaya geldi.  Selin Ciğerci 35 yaşındadır.

Babası ünlü bir hazır giyim firmasının sahibi.

Babanız yeni halinizi yadırgıyor mu? sorusuna Selin Ciğerci, şu şekilde yanıt vermişti…

Babama göre dünyanın en güzel kadınıyım şu an! Babam, annem ve erkek kardeşimle aram inanılmaz iyi. Annem evlenmemi istiyor, babam ise hiç istemiyor. Biri beni üzer diye çok korkuyor. “Otur oturduğun yerde diyor. çok iyi bilinen bir mağaza zincirinin sahiplerinin çocuğusunuz… Evet ama kim olduklarını söylemek istemiyorum. çünkü babamın ortakları da var. Hepsi biliyorlar ama bunun yazılmasını istemezler. Babam çok mütevazı biridir…

Eşcinsel Evlilik İçin Sokak Sanatı

Joe Caslin, Dublin sokaklarında eşcinsel evlilik için katılımını gösteren bir İrlandalı sokak sanatçısı. Eşcinsel evliliğe oy vermeden birkaç gün önce, Galway Kalesi’nde, İrlandalı ressam Frederic William Burton’ın klasik “The Meeting On Turret Stairs” adlı resiminden esinlenerek dev bir fresk yaptı. Birkaç ay önce, “Kucaklama” projesinin yazarıydı: sokaklarda her yerde, fresklerde ve çıkartmalarda yayınlanan iki erkek arasında bir kucaklama. Eşcinsel Evlilik

Homofobiye Karşı Gökkuşağı Bayrağı Astılar

Manchester’da evine gökkuşağı bayrağı astığı için homofobik tacize maruz kalan 31 yaşındaki Alex Hancock’un 30’dan fazla komşusu evine gökkuşağı bayrağı asarak dayanışma içerisine girdi.

31 yaşındaki Alex Hancock, 19 Ağustos Pazartesi günü Manchester Pride kutlamalarında evine gökkuşağı bayrağını astı ancak birkaç saat sonra, kendisini öldürmekle tehdit eden iki kişi tarafından evinin dışında taciz edildiğini söyledi.

Hancock, Manchester Evening News’e şunları söyledi: “Beni gerçekten çok kötü bir tacizle bağırarak i*ne, t*p, y*şak, e*ayi diye çağırıyorlardı.”

“Kendilerini eğitmeleri gerektiğini ve bu mahalleyi terk etmeleri gerektiğini söyledim. Sonra bir tanesi bana doğru yürümeye başladı. Bana vuracağını ve öldüreceğini söyledi. ”

Komşuları dayanışma içerisine girdi, cadde boyunca evlerine gökkuşağı bayrağı astılar

Aynı caddede oturan 30’dan fazla komşusu evine gökkuşağı bayrağı asarak Hancock’la dayanışma içerisine girdi.

Özbekistan’da LGBT Hakları

Özbekistan’dan Türkiye’ye sığınan Özbek eşcinsel Şahruh ile Özbekistan’da eşcinsel olmak üzerine gerçekleştirdiğimiz röportaj…

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 

Merhaba. İsmim Şahruh Ozbekistanlıyım.  32 yaşında biseksüel erkeğim. Evliyim. Aslinda biseksuel olduğumu 13 14 yaşlarında farkına varmıştım. Özbekistan’dayken pek ciddi arkadaşlığım olmadı. Sadece çocukluğumda yaz kampında tanıştığım biri vardı. Bizim oralarda çok dikkatli olmak gerekiyor. Eger tuzağa düşerseniz vay halinize. Ailem geçen seneye kadar hiçbir şeyden haberi yoktu. Ben 18 yaşimdan beri yurt dışında yaşıyordum. Haberleri oldugunda iyi ki Özbekistan’da değildim yoksa şu an ölmüştüm. Ailemi çok iyi tanırım.

Şu an neredesiniz.. Türkiye’ye nasıl geldiniz, nerede kalıyorsunuz?

Şu an BMMYK’nın belirlediği uydukent *****’de kalıyorum eşimle beraber. Özbekistan’dan acil çıkmamız gerektiğini anladığımda direk Türkiye’ye uçak bulamadım. Rusya üzerinden gelmeye mecbur kaldım.

Eşinizin biseksüel olduğunuzdan haberi var mı?

Eşimin haberi var. Evlendikten 1.5 sene sonra biseksüel olduğumu ve boşanmak istediğimi söyledim. Çünkü kabul etmeyeceğini düşünüyordum. Beni şaşırttı, bana normal olduğunu söyledi. Kendisi hemşire olduğu için bu konuda bilgili. Çocuğum yok.

Özbekistan’da ne kadar süre yaşadınız, Özbekistan’da LGBTİ bireyler ne yapar? Burada yaşadığınız homofobik olaylardan biraz bahseder misiniz?

Özbekistan’a en son gittiğimde 2 ay kaldım. Pasaportumu değiştirmek için gitmiştim. Özbekistan’da LGBTİ bireyler gizlidirler. Hep tedirgin gezerler. Korku içerisindeler her zaman. İnsanlar surekli hakaretlere, sözlü tacizlere, aşağılamalara mağruz kalabiliyorlar. Ben polisin şiddetine maruz kaldım. Sizden halk da polis de nefret eder. Sizi yok sayarlar. İnsan yerine koymazlar. Beni karakola götürüp saatlarce işkence ettiler. Aşağılayıcı sözler, küfürlü hakaretler… Polisin biri elindeki jopu arkama sokmak istedi. Hâla hatırladıkça kendimi çok kötü hissederim, psikolojim bozuluyor.

Özbekistan’da LGBTİ dernekler ve LGBTİ bireylerin takıldıkları mekanlar var mı?

Özbekistan’da LGBTİ derneği diye bir şey olamaz. Biz dernek açtığımızda halk bizi o dernekle birlikte yakar. Yasal olarak zaten mümkün değil. Halk LGBT ye tahammül edemez. Sosyal medyada 5 – 6 LGBTİ aktivisti bir grup açtık yakında oradan faaliyetimizi yürütüyoruz. Şimdilik kimse bilmiyor. Yakında cumhurbaşkanına müracaat ettik yazılı olarak 120 maddenin iptali için.

Trans bireyler için yaşam nasıl? Topluma adapte olabiliyorlar mı?

Trans bireyler en çok hedef olanlar. Zaten çok azlar. Olanlar da Rusya’da yaşıyor çoğu. Hatta siz birinin sokak ortasında bir grup homofobikler tarafından saldırıya maruz kalan transın videosunu youtube’da yayınlamıştınız. Trans bireylerin takıldıkları mekanları yok. Onlar genelde evlerde takılırlar. Yani güvenilir arkadaşlarının evlerinde. Polisler tespit ettikleri evlere bile baskın yapıyorlar. Eğlenmeleri de yasak yani. Yaşamalarına izin vermiyorlar anlayacağınız. Translar gündüzleri sokağa çıkamazlar. Hep gece çıkarlar. Çok zor hayat yaşıyorlar. Bu yüzdende çoğu yurt dışına gidiyor. Özellikle Rusya’ya.

 

Özbekistan’da LGBTİ birey olmayı kısaca anlatabilir misiniz?

Ben şunu açıkça söyleyebilirim. LGBTİ saldırıları arkasında Özbekistan polisi var. Onların kendileri yaptırıyor bu saldırıları. Özbekistan eşcinselliğin cinayet sayıldığı az sayıdaki ülkelerden biri. Oradaki homofobiyi iki kelimeyle anlatmam mümkün değil. Türkiye’de yaşayanlar Özbekistan’daki homofobinin nasıl bir şey olduğunu hiçbir zaman anlayamaz. Siz yine de biraz olsun hakkınızı savunabiliyorsunuz. Bizde o bile yok. İnternetten tanışıyorlar ve buluşmaya gittiklerinde karşılarına homofobikler çıkıyor ve ölesiye dövüyorlar. Yani Özbekistan’da LGBTİ’ler hem polis hemde halk tarafından avlanıyor.

Özbekistan’daki homofobi ve transfobiyi neye bağlıyorsunuz?

Ben ülkemdeki homofobiyi dine bağlıyorum. İnsanların homofobik olmasında dinin rolü büyüktür. Devlet kültürümüze ters olduğunu söylerler. Eşcinsellik “iğrençliktir” demişti eski cumhurbaşkanı. Yenisi cumhurbaşkanı bir çok reform yaptı. Biz Eşcinselliği cinayetlikten çıkarıp LGBTİ’leri kanunla korur diye düşünmüştük ama olmadı.
Cenevre’de bir toplantıda “diğer tüm isteklerinizi kabul ederiz ama Eşcinselliği yasallaştırma talebinizi asla ve kâta kabul etmeyiz” demişti eski başbakan yardımcısı.
Ben artık mücadelenin vakti geldi ve geçiyor diye düşündüm ve haklarımızı talep etmeye başladım. Ben açık profille mücadele ediyorum. Facebook, Twitter ve Youtube’da.
BBC Uzbek Ozodlik Radyosu gibi yurt dışından yayın yapan kanallara çıktığımızda, diğer haberlerde 50 60 yorum yapıldıysa biz çıktığımızda devlete müracaat ettiğimizde 1000 uzerinde yorum yapılıyor. %99’u nefret kusuyor halkın. Öldürülmemiz gerektiğini, kuduz hayvanlara uygulanan, yaylaya çıkarıp diri diri yakılmamız gerektiğini, elimizi kolumuzu bağlayıp yüksek binalardan aşağıya atılmamız gerektiğini. Şişeye oturtulmamız gerektiğini yazıyorlar. Bu yazdıkları çok vahşice ve korkunç. Siz şimdi böyle bir halkın içinde LGBTİ bireyi olmayı bir hayal edin.

Bundan sonraki hayatınızda ne yapmayı düşünüyorsunuz? 

Gönul ister ki kendi ülkeme gideyim ama ne yazık ki benim için Özbekistan kapıları kapandı. Türkiye’de yaşamak için sığınma hakkımız yokmuş.Turkiye’de yaşamak için daimi sığınma hakkı talep etme hakkımız da yokmuş. Sadece Avrupa birliği vatandaşlarına tanıyormuş Türkiye o hakkı. Bu yüzden de 3. bir ülkeye yerleştirmesi için BMMYK’ya başvuruda bulundum. İllaki beni şu ülkeye gönderin diyemem. Özgürce yaşayabildiğim, cinsel yönelimimden dolayı ayrımcılığa uğramayacağım bir yere göndermelerini isterdim. Özellikle büyük şehirlere gitmek isterdim. Çünkü orada yaşamak biraz olsun iyidir. Büyükşehirlerde homofobiye, diger küçük kentlere göre daha az maruz kalır insan.

Özbekistan’da karşı cinsle evli olduğunuzu ve açık kimliğinizle aktivizm yaptığınızı belirtiyorsunuz. Kimliğinizi açıkça belli etmeden sorunsuz bir yaşam imkanınızdan feragat edip LGBT aktivizmi yapmanızdaki motivasyonlar nelerdir?

Açıkca aktivistlik yapmamın sebebi saklayacak bir şeyimin kalmadığındandır. Artık bana yakın olan herkes biliyor benim biseksüel olduğumu. Ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, konu komsu… Madem herkes biliyor önümde bir engel yok. Artık haklarımız için mücadele ediyoruz birkaç arkadaşla birlikte.

Şu anda *****’de bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Eşiniz de sizinle beraber mi? LGBTİ Aktivizmi yapmanıza eşiniz nasıl yaklaşıyor?

Evet *****’de eşimle birlikte yaşıyoruz. Aktivistlik yapmama esim karşı değil. “Çünkü birileri bir yerden başlamalıydı, o da sen oldun” diyor. Tabi bazen endişeleniyor. Sorular soruyor. “Bizim devlet seni Turkiye’den göturebilir mi? Acaba iade edin dese Türkiye gönderir mi?” diye. Genel olarak en büyük destekçim eşimdir. Özbekistan’da LGBTİ+lerin durumunu çok iyi biliyor. Çunku herhangi bir şey olursa LGBTİ’lere Özbekistanda. İlk önce benimle birlikte haberdar oluyor.

Polis saldırısına uğradığınızı söylediniz. Sizi polisler hangi gerekçe ile alıkoydu? Polisler biseksüel olduğunuzu nasıl öğrendi?

Ben arkadaşımın evindeyken polis içeriye kamera ile girdiğinde ben arkadaşımla yataktaydım ve polis beni suç üstü yakaladı. Yani Özbekistan anayasasına gore iki yetişkin erkeğin cinsel birliktelik yaşaması 120 maddede de suç sayılır ve 3 yıl hapis cezası alır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde bazı medya unsurları doğrudan LGBTİ bireyleri hedef gösterebiliyor. Özbekistan’da da basın yoluyla halka bir saldırı mesajı veriliyor mu?

Özbekistan’da ana akım medya devletin elinde. Özel kanallar dahil. Tabi ki doğrudan saldırı mesajı veremezler ama zaman zaman LGBTİ’leri kısada olsa karalamalar olabiliyor. Kısa dememin nedeni gündemde olmamızı istemezler. Genelde o dediğiniz doğrudan saldırı mesajını polisler verir. Ben tüm saldırıların, işkencelerin arkasında polisin olduğunu söyleyebilirim. Çünkü LGBTİ bireylerine saldıranlar hiçbir ceza almıyor. Bir düşünün, polis devletinde sıradan bir vatandaşa bir tekme atamayan adamlar, bireyleri gördüğünde öldüresiye dövme cesaretini kimden alıyor sizce? Açıkça bıçaklamakla, boğazını kesmekle tehdit ediyorlar.

Türkiye’deki LGBTİ bireylere bir mesajınız var mı?

Turkiye’deki LGBTİ bireylere şunu söylemek istiyorum. Hakkınızı savunun, sonuna kadar. Sizin bu toplumun bir parçası olduğunuzu, kendi haklarınız için sonuna kadar mücadele ettiğinizi gösterin tüm insanlara. Aşk kazanacak. Homofobikler alışacak, kabul edecek. Her alanda, her yerde olduğunuzu gösterin. Şuan üzerimizde bulutlar var, yağmur yağacak güneş çıkacak o zaman gökkuşağını herkes görecek.

Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans, İnterseks, LGBTİ

Netflix’e RTÜK denetimi! Denetim mi yoksa dijital sansür mü?

Netflix başta olmak üzere internet üzerinden yapılan yayınların denetimiyle ilgili yönetmelik yayımlandı. Artık bu platformlar RTÜK’ten lisans almadan bu hizmetleri veremeyecek. Yayıncı kuruluşlar, RTÜK’ün uygun bulmadığı içerikleri de kataloglarından çıkarmak durumunda kalacak, koruyucu sembol sistemi kullanarak izleyicileri program hizmetlerinin içeriği hakkında sesli veya yazılı olarak bilgilendirmekle de sorumlu olacak. Yayıncı kuruluşlar yıllık gelirlerinin binde 5’ini de her yıl RTÜK’e verecek. RTÜK’ün bu denetimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Denetim mi yoksa sansür mü?…  Netflix

Efe Gym Business Antalya

Muhafazakar ailelerin eskort sevdalısı clubber oğullarının müessese gereği cinsiyetçi kimliğe bürünüp cinsiyetçi ırkçılık yapması en ahlaksızlıktır. Bugün spor salonunda boxer ile fotoğraf çekilip instagramda paylaşmama çok kızmışlar… Dişini sıkıp, gözüyle öfke saçıp ‘burası bi iş yeri lan oğlum ibne misin top musun’ diye temizlik odasında sözlü kaba kuvvet uygulayan o zat çalışana ve yanında bodykabadayılık için yanına çağırdığı yaverine hiç birşey yapamayan bir ben varken çok canım sıkıldı. Gayet cinsiyetçi

Irkçılığa bürünmüş bir yapıda, bu gibi birşeye maruz kaldım ya ahdım olsun, canlarını yakmak istiyorum, acısını almak istiyorum ama birşey yapamıyorum 😔 Güçsüz olmak çok koydu be!

Bu ülkede eşcinsel olmanın en hazin neticesidir bu gibi olaylar. Tavsiye etmiyorum bu spor salonunu. :cursing:

Efe Gym Business

Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği’nin gözünden LGBTİ+ bireyler..

Bizi tüm birimlerimizin katkılarıyla bu çalışmaya iten en önemli sebep, üyelerimizle yaptığımız sohbetler sırasında Psikolojik Destek Koordinasyon Merkezi’mizde görevli bir Psikolog arkadaşımızın paylaştığı bir anısı olmuştur. Çocuk ve Ergen Psikolojisi ile Aile Terapisi Uzmanı olan arkadaşımıza bir aile danışmaya gelir. Anne baba 15 yaşındaki oğullarının eşcinsel davranışlara yönelmeye başladığını ve tedavi edilmesi gerektiğini beyan ederler. Ekonomik ve kültürel seviyeleri orta ve üst sınıf görünen aileye arkadaşımız, bu durumun bir hastalık olmadığını, bu sebeple de tedavisinin mümkün olmadığını belirtmesi üzerine, anne “Oğlunuz kanser deseydiniz, bunu kabullenebilirdim. Fakat bu söylediğinizi kabul etmem mümkün değil. Daha uzman birine gidelim.” diyerek ayrılırlar.

Konuyla ilgili bir çok bilimsel makale, uluslararası bir çok araştırma ve pek çok uzman görüşü alınarak toplanan bilgilerin sizlerle paylaşılması sonrasında sizlerden bir kaç ricamız olacak.

1-) Önce dış ülkelere bakmak istedik. Amerika’nın Kaliforniya Eyalet Valiliği tarafından alınan kararda “Herhangi bir bilimsel ve tıbbi dayanağı olmadığı için eşcinsel kişilerin tedavi edilmelerine yönelik çalışmalar yasak.”

2-) Dünyada #OnurYürüyüşü adlı eyleme en büyük katılımın olduğu Brezilya’da her 24 saatte bir eşcinsel öldürülüyor.

3-) İngiltere’de bir polis merkezinin önündeki bayrak direğine dayanışmayı temsil etmek için gökkuşağı renklerinde bayrak asılırken; Irak’ta, Suriye’de, Libya’da dinci terör örgütleri tarafından eşcinsel avları düzenleniyor, öldürülenler şehir meydanlarına asılıyor.

4-) Hollanda tarafından yapılan uluslararası bir araştırmada, eşcinsellikle ilgili toleransı ölçmek adına katılımcılara yöneltilen sorulardan biri, “Eşcinsel bir komşumuz olsun ister misiniz?” Ülkemizde verilen cevapların %85’i “HAYIR”. Yani 7 kişiden 6’sı.

5-) HAYIR diyenlerin farklı gerekçeleri olsa da “EVET” diyenlerin en önemli ortak özelliği; bir lgbti birey tanımış, konuşmuş ya da birlikte çalışmış.

6-) Ülkemizle aynı kategoride olan ülkelerden bazıları; Zimbabve, Gana, Fas, Ruanda, Irak, Güney Kore…Bu ülkelerin neredeyse tamamında eşcinsellik cezalandırılan bir suç. Oysa ki ülkemizde son dört padişahın babası Abdulmecid döneminde, günümüzden 150 yılı aşkın süre önce,

7-) eşcinselliği suç olmaktan çıkartmıştı. Uluslararası Lezbiyen ve Gay Birliği’nin ( @ILGAWORLD ) verilerine göre dünya genelinde LGBTI bireylerin sayısı 3 milyara yaklaşmakta.

8 -) Cumhurbaşkanı, “Eşcinseller, domuzdan da, köpekten de daha aşağılıktır.” diyen, Zimbabve ile “Yaratılanı severiz, Yaradandan ötürü.” diyen Yunus Emre’nin yetiştiği coğrafya aynı kategoride mi olmalı?

9-) Homoseksüellerin düzelmesi için zorla evlendirildiği, lezbiyenlere tecavüz edildiği, polis ve durumdan vazife çıkaran milislerin yasalarda suç sayılmadığı halde LGBTI avı yaptıkları orta doğu ülkeleriyle hoşgörü abidesi Mevlana Celalettin Rumi’nin yetiştiği coğrafya aynı…

10-) … kategoride mi olmalı? Oysa ki; Anayasa Mahkemesi’nce “SAPKIN” söyleminin Anayasa’ya aykırı olduğunun ve nefret söylemi sebebiyle suç sayıldığı kararı alınmıştır. Eşcinsel öğretmenin işten atılmasını Danıştay hukuka aykırı bularak öğretmen lehine karar vermiştir…

11-) Bir Ağır Ceza Mahkeme heyeti 17 yaşındaki eşcinsel oğlunun kafasına ateş ederek öldüren babaya ve azmettiren amcalara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiştir. Zabıtlara; “Cinsel Tercih” yerine, “Cinsel Yönelim” ibaresini yazdırabilen savcılarımız olmuştur.

12-) Örnekleri çoğaltabilecekken, ülkemizin; Ruanda, Gana gibi ülkelerle aynı kategoride olması ne derece doğru? Tabi ki ülkemiz ve dünya LGBTI hakları konusunda bugünlere kolay gelmedi. Özellikle eğlence sektöründe çalışanlar çok ağır şiddet gördüler, işyerleri yağmalandı.

13-) Kadına benzeyebilmek için “DUVAR” ameliyatları oldular. Tabi ki genel beklenti, bir valimizin #OnurYürüyüşü ‘ne en ön safta katılıp, elinde gökkuşağı bayrak saklaması değil. Ancak 10 yıl önce yalnızca 30 kişinin katıldığı bu yürüyüşe bugün 10.000ler katılıyor.

14-) Yine de bu insanlar, günlük hayatlarının her alanında sürekli olarak ayrımcılığa uğruyor ve homofobik söylemlerle karşı karşıya kalıyor. Bu insanlar büyük bir depresyon ve anksiyete sıkıntısı yaşıyor. Alkol ve madde bağımlılığına yöneliyor.

15-) İş bulamamak, eğitim alamamak onları zamanla yoksulluğa itebiliyor. Yoksulluk, beraberinde suç işlemeye ya da seks işçiliğine yönelmeyi arttırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü ( @WHO ) 17 Mayıs 1990’da açıkladığı çalışmanın sonucunda “Eşcinsellik Hastalık Değildir!” demiştir.

16-) Dünyada LGBTI bireylerle ilgili her türlü yasal düzenlemeyi yapan, hatta resmi ve dinî evliliklerine dahi onay veren ülkelerde bile LGBTI bireyler ciddi bir nefret söylemi ve nefret suçu ile karşı karşıyayken, Türkiye 2008-2015 yılları arasında trans cinayetlerinde…

17-) …35 cinayetle Avrupa birincisi. Avrupanın tamamında aynı dönemde öldürülen LGBTI bireylerle sayısı 57! Avrupa ülkeleri,bu konuda çok gelişmiş yasalara sahip. Ancak bilindiği üzere yasalar tek başına yeterli olamıyor. Dünyanın her yerinde geniş kesimleri tepki gösteriyor.

18-) Çünkü LGBTI bireyler hakkında çok az şey biliyoruz. Bu bilinmezlik bizi korkutuyor. Korku zamanla öfkeye, öfke nefrete, nefret de şiddete dönüşüyor. Bu yüzyıllardır süre gelen bir korku aslında. Yüzyıllardır eşcinselliğin, veba gibi toplumdan arındırılması gereken bir …

19-)… hastalık olduğunun düşünülmesi korkusu! Yüzyıllardır inançlara aykırı olduğu, günah olduğunun düşünülmesi korkusu! Yüzyıllardır üremeye yaramadığı için, doğaya aykırı olduğu korkusu! Elbette herkesin kültürüne, inancına, dünya görüşüne saygımız sonsuz.

20-) Ancak bugün doğada 500’den fazla türün; kuştan, balığa; ördekten, solucana kadar eşcinsel davranışlarda bulunduğu bilimsel bir gerçektir. Tamamı olmasa dahi büyük bir kısmı bilimsel yöntemlerle izah da edilebiliyor. Bu bilimsel çalışmalar konunun doğaya aykırı olmadığını…

21-) …doğa eşcinsel davranışı defalarca tekrarlayan bir sistem. 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan 183. Oturumunda kabul edilen 30 maddelik “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak imza atmamızla birlikte,

22-) bütün insanların onur ve haklar açısından özgür ve eşit olduğunu kabul etmişiz. Tüm insanların güven içerisinde, özgürce yaşam hakları olduğuna imza atmışız.

Bildirgede “TÜM İNSANLAR” yazıyor. Bir bölümü değil. Devletimiz temel haklar açısından her bireye eşit muamele…

23-)…etmek zorundadır. Kimse temel hak ve özgürlüklerden mahrum edilemez. Devletin her yurttaşına eşit haklar vermesi ve koruması Anayasal yükümlülüğüdür.

Eksik yasalar tamamlanabilir, yanlış yasalar düzeltilebilir. Önemli olan zihniyetleri değiştirmektir.

24-) Zihniyet de yalnızca bilimle değiştirilebilir. Bilim bize bugün DNA üzerindeki 3 bölgede, öncelikli olarak erkek eşcinselliği il ilgili etkileyen bölgeler olduğunu göstermekte. DNA üzerindeki 3 bölgenin başında X, Q, 12 kromozomu geliyor. Bu bölgede çok sayıda gen var.

25-) Henüz hangi genlerin eşcinselliğe yol açtığı bilinmiyor. Ancak eşcinselliğin genlerle ilgili bir boyutu olduğu da gerçektir.

DNA üzerinde metil grupların eklenmesiyle ortaya çıkan bazı değişiklikler de cinsel yönelimi etkiliyor. Bilim insanları buna “EPİGENETİK” diyor.

26-) “Dış etkenlerin meydana getirdiği epigenetik değişiklikler.” Fakat bu dış etkenler asla, “ Dominant bir anne, evde olmayan baba, ya da cinsel istismara uğrama” değildir. Epigenetik değişiklikler moleküler düzeyde ve anne karnında başlayan değişikliklerdir.

27-) Annenin hamileliğinde aşırı strese maruz kalması gibi. Moleküler olarak eşcinsellik henüz tam olarak tanımlanamamış olsa da, şu muhakkak ki, davranışı ağır cezalarla etkileyebilirsiniz belki ama yönelimi değiştirmeniz mümkün değildir.

28-) Cinsel yönelim ne tercih edilebilir, de özendirilebilir, ne öğretilebilir, ne de seçilebilir bir olgudur.

Çocuk istismarı ve ihmali alanında çalışma yapan bir dernek olarak, “Bu konu sizin ne üstünüze vazife ki?” diyebilirsiniz. Aslında tam da bizim üstümüze vazife.

29-) Çünkü cinsel yönelimler ergenlik çağı ile başlayan bir durumdur ve yasalarımıza göre 18 yaş altı herkes çocuktur. Cinsel yönelimi farklı olduğu için çok ağır şiddete, dışlanmaya ötekileştirilmeye maruz kalan 14-15 yaşındaki çocuklar da bizim çocuğumuz.

30-) Bu çalışmayı bu noktaya kadar okuma duyarlılığını gösterdiyseniz eğer, sizlerden birkaç ricamız olacak. Aşağılanan, ayrımcılığa uğrayan, oturacak ev, okuyacak okul, çalışacak iş bulamayan; depresyona, hatta intihara sürüklenecek kadar ağır psikolojik travmalar yaşayan…

31-) … insanların; bir an için, anneniz, babanız, kardeşiniz, çocuğunuz, öğretmeniniz, öğrenciniz, doktorunuz, hastanız; aslında hepsinden önemlisi kendiniz olduğunu düşünün!

32-) Nasıl ki ÇOCUK İSTİSMARI İLE MÜCADELE çocukların vermesi gereken bir mücadele değilse, Nasıl ki KADIN CİNAYETLERİ kadınların kendi başlarına vermesi gereken bir mücadele değilse, Nasıl ki toplumun her kesiminin bu iki konuda ortak bir çaba içerisinde olması gerekliyse;

33-) LGBTI bireylerin hakları ile ilgili olarak da; hepimizin, hep birlikte çaba sarf etmesi gerekir.

34-) Şimdi sizlerden ricamız, bu çalışmayı okuduktan sonra cinsel yönelimin tabiatın içinde bir çeşitlilik olduğunu çevrenizde en az bir kişiye anlatın. Sizden ricamız, çevrenizden en az bir kişiye, her şeyden önce İNSAN olduğumuzu anlatın!

35-) Sizden ricamız, her insanın hayatını istediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu, her insanın istediğini sevme hakkı olduğunu çevrenizde en az bir kişiye anlatın. Huzur, güven ve mutluluk içinde yaşayacağımız bir dünya umuduyla…

Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği

Eşcinsel Hikayeler & Öyküler: Eşcinsel bir erkekle evlenen kadının hikayesi

Hikayede Valeria takma ismini kullanan kadın bugün 75 yaşında.

37 yıllık evliliği boyunca kocası ile sadece üç kez cinsel ilişkide bulunan kadın, kocası ölene kadar anlamıyor bunun nedenini.

Gençliğimde, ‘bir erkek seninle vücudun için beraber olmuyorsa eğer, sana sen olduğun için değer veriyordur’ diye öğrettiler bize rahibeler’ diye anlatıyor kadın.

Evliliğimizin ilk yıllarında kocam bana yaklaşmayınca, aklıma bir şey gelmemişti bu yüzden. Bana değer verdiğini düşündüm hatta.

Otuz yedi yıl birlikte yaşadım onunla ve o süre boyunca sadece üç kez cinsel ilişkide bulunduk. Tesadüf bu ya, her defasında hamile kaldım.

Yorganı kafamıza kadar çektikten sonra lambayı kapatırdı eşim ilişki sırasında. Uzun sürmezdi zaten. Üçüncü çocuktan sonra, bir daha da eli elime değmedi zaten.

Güzel bir adamdı kocam.

Çok çekici buluyordum onu, dokunsun istiyordum bana ama o her seferinde itiyordu beni. Bir keresinde sordum hatta.

Neden istemiyorsun, dedim ama cevap alamadım soruma.

Onu hiç çıplak görmedim, biliyor musunuz?

Banyonun kapısını herzaman kilitlerdi.

İnançlı bir katolik olmam arzularımı dizginlemeye yetmemişti ama bu konuda konuşmamayı öğretmişti.

Hafifmeşrep, ya da seks meraklısı zannederler korkusuyla kimseye açamadım derdimi. Ölene kadar, ona dokunamadan, aynı yatağı paylaştım kocamla.

Yatak odasına giden koridorun verdiği acı dayanılmaz olurdu bazı günler. Erkenden çıkardım bu yüzden odaya. O, gece yarısı gelirdi yatağa. Beni bir kez kollarına alsın diye çok geceler bekledim ama, almadı.

Beklemekle geçti yıllarım.

Başka birisi ile de köreltmek istemedim duygularımı. Onu istiyordum. İyi ve kötü günde onunla beraber olmak üzere Tanrı’nın önünde yemin etmiştim.

Evime, çocuklarıma, işime verdim kendimi sonra. Neyse ki onlar emeklerimin değerini bildiler.

İşimde de başarılıydım.

Eşim öldükten sonra, evliliğim sırasında göremediğim sinyalleri bir bir algılamaya başladım.

Evlenmeden önce, ‘iki yatak alırız’ demişti kocam bana. O zaman anlam verememiştim ama yine de kabul etmiştim isteğini. İki ayrı yatak ve tek bir çarşaf dış dünyaya bizi bir çift gösteriyordu ama gerçekte aynı evin içinde iki ayrı, iki yalnız insandık.

Öldükten birkaç hafta sonra, 2010 yılında, üç adam aradı beni. Kocamı yakından tanıdıklarını söyleyip başsağlığı dilediler. Üçünü de ayrı ayrı eve davet edip konuştum ve o konuşmalardan sonra herşey yerine oturdu.

Kızgınlıklarının, asabiyetinin, hüsranının, beni reddedişinin, suskunluğunun ve daha birçok şeyin nedenini o zaman anladım.

Herkesi ‘normal’ olduğuna ikna etmekle geçirmiş meğer hayatını. Vizite kartı benmişim.

Aptal de, salak de bana ama onun homoseksüel olduğunu aklımın ucundan bile geçirmemiştim.

Öğretmendi.

Homoseksüel olduğunu bilselerdi eğer, atarlardı onu işinden.

62 yaşındaydı kanser olduğunu öğrendiğinde. Bir sene sonra da öldü zaten. Ölüm döşeğinde bile bir şey söylemedi bana.

O üç adamla konuştuktan sonra acılarım biraz olsun hafifledi diyebilirim. Karanlık bir evliliğin azabından kurtulmuş, sorularıma cevap almıştım.

Mutsuzluğumuzun nedeni ben değilmişim meğer.

Bunu bilmek beni öyle özgürleştirmişti ki.

Yalansız yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim sonra.

Özgürlüğe kavuştum kavuşmasına da, o kaybolan yılların acısı bir türlü çıkmıyor içimden. Eşim hem kendi hayatını, hem de benimkini mahvetti.

Ne o istediği gibi yaşayabildi, ne de ben.

Birbirimize o kadar yakın olmamıza rağmen, birbirimizin acılarından habersiz bir hayat yaşadık ve en çok ağırıma giden de bu. Ne kadar safmışım, diyorum kendi kendime bazen. Ama benim ne suçum vardı ki? Rahibeler bize öyle öğretmişlerdi.

Kafama sıkasım geliyor o yıllar aklıma geldikçe.

Yazık değil miydi bize?

………..Sırlarını öbür dünyaya götürmek zorunda bırakılan, oldukları gibi yaşama hakları ellerinden alınanlara hitaben, onların anısına…

Eşcinsel Hikayeler

İsrail, Tel Aviv LGBTİ Onur Yürüyüşü 2019

Ortadoğu’nun en büyük onur yürüyüşü dün Tel Aviv’de yapıldı.
İsrail’in Tel Aviv kentinde dün gerçekleştirilen 20. LGBTİ onur yürüyüşüne 250 bin kişi katıldı.
Dünyaca ünlü eşcinsel sanatçı ve isimlerin de katıldığı yürüyüş renkli görüntülere sahne oldu.
Geçtiğimiz yıl Tel Aviv’de yapılan onur yürüyüşü etkinliğinden 45 milyon dolar kazanan İsrail, bu yıl gelirini daha da artırdı. Tel Aviv Onur Yürüyüşü

Ayasultan Hotel, Sultanahmet, İstanbul

Televizyonda dini programlar yaparak, eşcinsellik hastalıktır gibi homofobik söylemlerde bulunan ve halka şükretmeyi öneren Nihat Hatipoğlu’nun İstanbulFatihSultanahmet‘te bulunan oteli Ayasultan Hotel

Adres: Alemdar Mah., Çatalçeşme Sk., No:26, 34122 Sultanahmet Fatih / İstanbul